Konuşma Sesi Bozuklukları

Shape Image One

Konuşma seslerinin ve dile ait ses birimlerin beklenenden farklı olarak sesletimi ve ana dilin ses sistemi ve ses birleşimlerini düzenleyen kuralları anlama ve kullanmada güçlüktür. Bu bozukluklar, konuşma sesinin özelliklerinde, çarpıtılmalar; bir ses yerine başka ses kullanma, ses düşürme, ekleme, arka sesleri (k, g) öne getirme (t, d), ya da sürtünmeli sesleri (f, v, s, z,ş, j) durak sesi olarak çıkarma (t, d, p, b) gibi hata örüntüleri ile belirlenir. Bu durum konuşmanın anlaşılırlığını olumsuz yönde etkiler.

Artikülasyon (Sesletim) Bozuklukları: Seslerin, hecelerin ya da sözcüklerin yanlış üretilmesi durumudur. Gırtlak, yutak, yumuşak damak, dil, dişler, dudaklar ile birlikte ağız ve geniz boşlukları konuşma düzeneğini oluşturur ve akciğerden dışarıya doğru itilen havanın ses tellerini titreştirmesi ile sesler oluşur (Fonasyon). Oluşan ses, boğaz, ağız ve burun boşluklarında şekillenerek her insana özgü olan ses tonunu yaratır (Rezonans).  Bu ses tonu dil, çene, dişler, dudaklar, damak gibi organların devreye girmesiyle konuşmada kullandığımız temel sesleri meydana getirir (artikülasyon). Fakat bu aşamada artikülatör dediğimiz organlar yanlış pozisyon alarak artikülasyon bozukluğu oluşmasına sebep olabilir.  Örneğin kişi “köpek” yerine “töpek”, “sarı” yerine “sayı” diyebilir.

Fonolojik (Sesbilgisel) Bozukluk: Çocukluk döneminde görülen, bir konuşma ses bozukluğudur. Fonolojik bozukluğu olan çocuklarda, konuşma için ihtiyaç duyulan seslerinin tamamını ya da bir kısmını üretme yeteneği tam olarak gelişmemiştir. Kelime seslerini, kelime oluşturmak için kendi yaşıtlarının seviyesinde kullanamazlar. Kullandıkları farklı konuşma seslerinin sayısı azdır, konuşma seslerinin hecelerle birleştirilmesi ve kelime düzeyinde kullanılması noktasında yetersiz kalırlar. Kelimeleri kullanırken bazı sesleri düşürür, bazılarının ise yerini değiştirirler. İstenilen sesi üretememesinin nedeni artikülasyon bozukluğunda olduğu gibi dağarcığında olmamasından kaynaklanmaz, aksine ses dağarcığında vardır fakat yanlış kullanım kaynaklı sorun oluşturmaktadır. Fonolojik bozuklukta hatalarda tutarsızlık görülmektedir. Örneğin kişi “kitap” yerine bir sefer “kipat”, bir sefer “tipak” diyebilir.

Fonolojik bozukluğa sahip çocuklarda konuşma anlaşılırlığı düşük olduğu için bu çocuklar okul öncesi dönemde akranlarıyla iletişim problemleri yaşamakta, ilköğretimin ilk yıllarında ise akademik olarak zorlanırlar. Bu durumda, fonolojik bozukluğu olan çocukların erken tespit edilmesi ve kısa sürede rehabilite olmaları önem taşır. Erken tanı ve terapiyi önemli kılan bir diğer nokta ise, çocuğun dili edindiği kritik dönemde bu bozukluğun üstesinden gelmesinin daha kısa sürmesiyle dilin diğer bileşenlerinin bu bozukluktan etkilenmesini önlemektir. Konuşma anlaşılırlığının düşük olduğu fark edildiğinde mutlaka bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirme yapılmalı, terapistin belirlediği sıklıkta terapi sürecine geçilmelidir.

Fonolojik bozukluk ve artikülasyon bozukluğu arasındaki farklar:

  • Artikülasyon bozukluğu, bir konuşma bozukluğu iken fonolojik bozukluk, bir dil bozukluğudur.
  • Artikülasyon bozukluğunda hatalar tutarlılık gösterirken, fonolojik bozuklukta hatalar tutarsızdır.
  • Artikülasyon bozukluğunda hedef ses, kişinin dağarcığında bulunmazken, fonolojik bozuklukta hedef ses kişinin ses dağarcığında bulunabilir.
Whatsapp
Hemen Ara